Yapay Zekanın Son Durağı: Çalışan Bağlılığı

Yapay Zekanın Son Durağı: Çalışan Bağlılığı

Her ne kadar kağıt üstünde her şey kusursuz hâle getirilse de, kusursuz bir organizasyon kurmak neredeyse imkansıza yakın. Özellikle birçok departmana yayılmış, çok sayıda çalışanı içinde barındıran kurumlarda iletişim kopuklukları, netleştirilemeyen hedefler ve uyulamayan son teslim tarihleri gibi durumların ortaya çıkması oldukça doğal. İş akışında meydana gelen bu aksamalar, şirketler için doğrudan gelir kaybı anlamına geliyor.

Başarılı ve deneyimli bir çalışan kadrosuna sahip olmak, artan rekabet ortamında gelişmeye devam edebilmek için bir şirketin ilk yerine getirmesi gereken gerekliliklerden biri. Fakat çalışanların iş saatleri içerisinde potansiyellerinin ne kadarını sergileyebildikleri, organizasyon hedeflerini özümseme ve çalıştıkları şirkete karşı bağlılık hisleriyle doğrudan ilişkili. Ekip üyelerinin çalıştıkları şirketle profesyonel ve duygusal bağ geliştirerek şirketin organizasyonel hedeflerini kendi hedefleri haline getirmeleri anlamına gelen çalışan bağlılığı ise iş akışında aksamalara sebep olan durumların önlenmesinde dikkate alınması gereken kritik değerlerin başında geliyor.

Neden çalışan bağlılığı?

Çalışan bağlılığı, pek çok değişken tarafından etkilenebilen, çok yönlü bir kavramdır. Çalışanların iş yerindeki mutluluğu, şirket içindeki geri bildirim ağı, çalışanlar arası iletişimin kalitesi ve çalışanların motivasyon durumu gibi olgular şirketlerin çalışan bağlılığı seviyesini doğrudan etkiler. Çalışan bağlılığının artması ise çalışanların iş yeri performanslarının da doğrudan artması anlamına geldiğinden, çalışan bağlılığını artırmak aynı zamanda şirket gelirini de artırmak anlamına geliyor. Yapılan çalışmalara göre, yüksek çalışan bağlılığına sahip şirketler yüzde 21 daha fazla kar ediyor. Çalışan bağlılığını artırmaya odaklanan organizasyonlar hem hedeflerini daha başarılı bir şekilde yerine getirebiliyor hem de çalışanlarına gösterdikleri değer sayesinde yetenekli adaylar tarafından daha tercih edilebilir bir marka değeri kazanıyor.

Çalışan bağlılığının önemsenmediği organizasyonlarda ise iletişim eksikliği ve motivasyon düşüklüğü gibi sebeplerden düşen performans, şirketin başarısını doğrudan olumsuz etkileyebiliyor. En basitinden birkaç örnek vermek gerekirse, çalışan bağlılığının sağlanamadığı organizasyonlarda, çalışanların rastgele devamsızlıkları ve verimsiz geçen çalışma saatleri nedeniyle büyük bir performans kaybı yaşamak mümkün. Öte yandan, yüksek çalışan bağlılığı bir şirketin çalışan sirkülasyonunun azalmasını da sağlıyor. İş yerinden ayrılan çalışanların yerine yenilerinin gelmesi şeklinde özetlenebilecek olan çalışan sirkülasyonu, aynı zamanda bir şirkette çalışmanın nasıl bir deneyim olduğuna dair ipuçları da veren önemli bir ölçüt. Düşük bir çalışan sirkülasyonu oranı, şirket çalışanlarının bulundukları yerden ve yaptıkları işe aldıkları karşılıktan memnun olduklarını gösteriyor. İş yerinden ayrılan çalışanlar yerine ekibe yeni bir çalışan dahil etmenin sebep olduğu maddi kaynak ve zaman kaybı göz önünde bulundurulduğunda, şirketlerin çalışan sirkülasyonunu azaltmaya, dolayısıyla çalışan bağlılığını artırmaya odaklanması büyük önem taşıyor.

Çalışan bağlılığı üzerine yıllardır pek çok çalışma yapılıyor ve çalışan bağlılığını artırmak için yeni yöntemler geliştiriliyor.Çalışanların taleplerini, fikirlerini veya şirketleri ile ilgili her türlü geri bildirimi paylaşabilecekleri bir iletişim ağı oluşturmak, en akla yatkın ve iyi sonuç veren yol gibi görünüyor. Öyle ki, yapılan bir araştırmaya göre çalışanların yüzde 85’i şirket hedefleri ve şirketin güncel durumu hakkında bilgi sahibi olabilecekleri etkili bir iç iletişim ağına dahil olduklarında kendilerini işlerine karşı daha motive hissediyorlar.2

Modern Çalışan Bağlılığı Çözümleri

Çalışanların gerçek fikirlerinin alınabildiği şeffaf bir iletişim ağı kurmak, her zaman tahmin edildiği kadar kolay değil. Özellikle anonimliğin sağlanamadığı durumlarda çalışanların baskı ve yargılanma gibi olumsuz durumlarla karşılaşmamak için iş yerleri hakkındaki  gerçek düşüncelerini paylaşmaktan kaçınmaları oldukça doğal. Ayrıca, 2020 yılı ile hayatımıza giren ve pek çok çalışanı işlerine evden devam etmek zorunda bırakan Covid-19 pandemisinin yüz yüze iletişime dayalı geri bildirim ağlarının kopmasına sebep olduğunu da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Yapılan araştırmaya göre, çalışmaya evlerinden devam eden çalışanların yüzde 38’i günlük toplantıların yorucu olduğunu ve yüzde 30’u da bu toplantıların stres seviyelerinin artmasına sebep olduğunu belirtiyor.3 Bu yüzden, uzaktan çalışma düzenine geçmiş şirketlerin çalışan bağlılığı seviyelerini artırmak için attığı adımlarda yüz yüze görüşme gibi günlük iş akışını bozabilen ve çalışanları negatif etkileyen yöntemleri sık kullanmayı terk etmeleri gerekiyor. 

Pandemi ve uzaktan çalışma etkenlerinin yanında, çalışan bağlılığı geliştirme amacıyla kullanılan yöntemler bağlamında gözden kaçırılmaması gereken bir faktör daha var. Modern dünyanın artan hızı ve değişen ihtiyaçları, her alanda bir dijital dönüşümü gerekli kılıyor ve çalışan bağlılığının sağlanması da bu alanlardan biri. Şirketler dijitalleşme sürecinin de etkisiyle, alışılagelmiş şirket içi iletişim yollarının yerine daha etkili ve şeffaf çözümler aramaya başlamış durumda. Sürekli gelişen teknoloji ve yapay zeka teknolojisinin sunduğu artan imkanlar sayesinde de çalışan bağlılığı için üretilen çözümler artık yalnızca çalışanların duygu ve düşüncelerini öğrenmekten öteye geçiyor. Farklı koşullara adapte olabilen ve bağlamsal eylem planları geliştirebilen yapay zeka destekli platformlar, her organizasyon için en etkili yöntemlerin tespit edilmesi,  uygulanması ve alınan sonuçların kontrolünde aktif olarak rol alıyor. Bu çözümlerden biri olan WeFocus, İnsan Kaynakları departmanlarının uzaktan veya ofisten fark etmeksizin çalışanlar ile şirket arasında şeffaflık üzerine kurulu bir geri bildirim ağı kurabilmesini sağlıyor.

Huawei Wefocus
Huawei WeFocus

Huawei Türkiye Ar-Ge merkezi tarafından geliştirilen WeFocus ile şirketler, ekip üyelerine kolaylıkla çalışan bağlılığı anketi gönderebiliyor ve sonuçlarını ısı haritası ve duygu durum grafiği gibi görselleştirilmiş raporlara dönüştürebiliyor. Üstelik WeFocus’un akademik olarak onaylı soru havuzundan da yararlanabilen şirketler, anketlerin anonim yapısı sayesinde çalışanların gerçek duygu ve düşüncelerini öğrenebiliyor. Bu yeteneğinin ardında Türkçe ve İngilizce destekli “duygu analizi” bileşeni yatan WeFocus, tüm anket sorularına girilen geri bildirimleri yerelleştirilmiş yapay zeka desteği sayesinde sınıflandırarak anket sonuçlarını yorumlama ve organizasyonlara en uygun çözüm önerilerini ve aksiyon planlarını çıkarma görevlerini kolaylaştırmaktadır. Bunun yanında, WeFocus’un yapay zeka destekli ‘özensiz yanıt’ tespit sistemi sayesinde şirketler anket seçeneklerini rastgele veya özensiz işaretleyen kullanıcıları ayırt edebilmektedir. Böylelikle işverenler anket sonuçlarının çalışanların gerçek düşüncelerini yansıttığından emin olabilmekte ve bu sonuçlar ışığında etkili, uygulanabilir aksiyon planları oluşturabilmektedir. Huawei Türkiye Ar-Ge ekibi tarafından sürekli yeni niteliklerle zenginleştirilen WeFocus’un bir sonraki hedefi ise anket sonuçlarını değerlendirerek mükemmele yakın bir “aksiyon öneri sistemi”ne kavuşması. WeFocus’un yapay zeka tabanlı İK vizyonundan haberdar olmak için https://wefocus.app/tr  adresini takibe alabilirsiniz. 

Kaynaklar:

1- https://news.gallup.com/poll/241649/employee-engagement-rise.aspx 

2-https://www.tradepressservices.com/internal-communications/ 

3-https://www.forbes.com/sites/bryanrobinson/2020/06/19/is-working-remote-a-blessing-or-burden-weighing-the-pros-and-cons/ 

Not: Bu içerik Huawei Türkiye Ar-Ge Merkezi tarafından TRAI için yazılmıştır.
Huawei Türkiye’nin desteğiyle gerçekleştirilen TRAI Meet-Up’larını izlemek için tıklayınız.
Benzer Haberler
Image link
Türkiye Yapay Zeka Zirvesi’ne Az kaldı!
Türkiye yapay zeka ekosisteminin bir araya geleceği Zirve’de yerinizi ayırtın.
Send this to a friend