Yapay zeka ekosistemi girişimlerinden Visiomex’in kurucu ortağı Hüseyin Alemdar geliştirdikleri optik sistemler, görüntü işleme ve yapay zeka algoritmalarıyla otomotiv ve beyaz eşya sektörü başta olmak üzere üretim sektörünün kalite kontrol süreçlerini nasıl geliştirdiklerini anlattı.
– Kısaca kendinizi ve ekibinizi tanıtır mısınız? Visiomex Machine Vision sistemlerinin CEO’suyum. Görüntü işlemeyle Bilkent’te bilişim yönetimi okurken tanıştım. Otomotiv sanayi için polimer tabanlı parça üreten bir fabrikada yaptığım endüstri stajı sırasında üretim sektöründe görüntü işleme temelli kalite kontrol sistemlerine olan ihtiyacı fark ettim. Bilkent’ten bölüm arkadaşım Kağan Tonyukuk Fikri ve kardeşim Adem Alemdar ile 2014 yılında Visiomechanics’i kurduk.
Aynı sene ODTÜ’nün “Yeni Fikirler Yeni İşler” girişimcilik yarışmasında 1500 proje arasından finale kalarak projemizle büyük bir başarı yakaladık. Fakat kaynakların yetersizliği ve yatırım bulamadığımız için yaklaşık 10 ay kadar ayakta kalabildik ve daha sonra şirketimizi tekrar kurmak üzere ayrıldık. Gerçekten de kurguladığımız gibi 2017’de aile şirketimiz üzerinden hayalini kurduğumuz endüstriyel görüntü işleme işlerine tekrar başladık. 2018’de yatırım alarak büyüteceğimiz bir startup olarak şirketimizi kurgulayıp GOSB Teknopark’ta anonim şirketi olarak kurduk. 2020 Ocak ayında da KT Portföy’den ilk yatırımımızı aldık. Şu anda yapay zeka ve Arge ekibimizi büyütmeye odaklanmış durumdayız.
– Visiomex neler yapıyor, yapay zeka tabanlı ürün ve servisleriniz nedir? Visiomex beş mühendislik disiplininin buluştuğu machine vision alanında çalışıyor. Bu disiplinleri sayacak olursak; işin kalbi niteliğindeki optik mühendisliği, işin beyni niteliğindeki görüntü işleme ve yapay zeka mühendislikleri ve kaslarımız olarak düşünebileceğimiz yazılım mühendisliği, elektronik mühendisliği ve makine mühendisliklerini kapsamakta. Temel olarak üretim hatlarına entegre olan akıllı kalite kontrol sistemleri tasarlıyoruz. Yoğunlukla otomotiv ve beyaz eşya sektöründe üretilen parçaların mikron hassasiyetler seviyesindeki kalite kontrollerini yapıyoruz. Ürün tasarımımız hem donanım tasarımı hem de yapay zeka modelleme ve yazılım tasarımı kısmını içeriyor. İşimizin en önemli kısmı belki de müşterilerimizin süreçlerini çok iyi anlayıp onların süreçlerine minimum müdahale ederek en etkili sistemleri kurgulayabilmek. Burada yıllar içinde çok farklı fabrikalarda farklı saha tecrübeleri edinerek süreçler konusunda uzmanlık geliştirdik. Önceleri proje bazlı çalışırken çoklanabilir projeleri ürünleştirerek ürün gamımızı genişlettik. Ürettiğimiz tüm ürün ve projelerde ileri analitik raporlama modülleri, cloud sistemler üzerinden izlenebilirlik, gelişmiş UX desteği gibi prensipler belirledik. Böylece endüstri 4.0 kapsamında kolay entegre edilebilen ürünler geliştiriyoruz. Tüm bunların yanında sektörden çok farklı olarak güncel yazılım trendlerine çok hakim bir yazılım ekibimiz var. Güncel teknolojilerin yanında agile, devSecOps, OKR gibi güncel proje yönetim sistemlerini oldukça başarılı bir şekilde uyguluyoruz. Yazılım mühendisliğine verdiğimiz önemle sektördeki birçok uygulamanın ötesinde hizmet verebiliyoruz.
– Daha önce ne gibi projeler gerçekleştirdiniz? Hangi şirketlerle çalıştınız? Hedef sektörlerinizi ve alanlarınızı tarif edebilir misiniz? Bugüne kadar Fiat’tan Audi’ye, Renault’dan Porche’ye, Arçelik’ten Miele’ye kadar aklınıza gelebilecek neredeyse tüm otomotiv ve beyaz eşya parçalarının ölçüm, çizik kontrolü, yüzey kontrolleri yapan sistemler tasarladık. Bu sistemleri tasarlarken bir yandan da sektörün büyük ihtiyaçlarından olan serigrafi kontrol ürünümüz InspectorPrint’i, enjeksiyon kalıplarını korumaya yönelik Mold Guardian’ı ve çok amaçlı, değişken ışık ortamlarında çalışabilen SmartDesk’i geliştirdik. Ürünlerimiz hem yan sanayide hem ana sanayide oldukça beğeniliyor. Özellikle yabancı rakiplerimizden daha hassas ölçümleri daha hızlı yapabilmemiz ve ileri raporlama ile çoklu cihaz etkileşimleri konusundaki uzmanlığımızla öne çıkıyoruz. Son yıllarda hizmet verdiğimiz otomotiv ve beyaz eşya sektöründe de önemli bir know-how’ımız oluştu.
Müşterilerimiz ne istediklerini ve bizim yapabileceklerimizin sınırlarını çok iyi algılıyorlar bu sayede çok sağlıklı iş birlikleri yapabiliyoruz. Bu anlamda sektörün 5-10 sene önceki durumundan çok ilerideyiz. Sektörümüzün çalışma şeklini tarif etmek gerekirse, özellikle ana sanayinin yan sanayi üzerinde büyük bir kalite baskısı olduğunu görüyoruz. Bu bağlamda yan sanayi hem maliyetlerini düşürmek hem de ana sanayi ile işbirliğini zedelememek adına kalite sistemlerini yatırım yapmak durumunda kalıyor. Bizler de hem otomasyon ile maliyetlerin azaltılması, hem de insana oranla çok daha yüksek hassasiyet ve hızla kalitenin maksimize edilmesini sağlıyoruz. – Bir yapay zeka girişimi olarak Türkiye yapay zeka ekosistemini nasıl görüyorsunuz? Türkiye yapay zeka ekosistemini daha çok TRAI üzerinden takip ediyoruz. Özellikle Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi Girişimler Haritası’nın çok faydasını gördük. Hem partnerlik geliştirmek, hem de aynı alanda farklı işler yapan ekiplerin varlığı hakkında bilgi almak oldukça faydalı oluyor. Ayrıca, bugün aramızda TRAI haritası üzerinden bizlere ulaşan, yüksek profil adaylardan takım arkadaşımız olanlar var.
Yapay zeka ekosistemini değerlendirecek olursak eğer, burada ciddi anlamda güzel işler yapan ekipler görüyoruz. Hemen hemen her alanda çalışan ekipler var. Özellike NLP ve görüntü işleme kısmındaki ekipleri daha yakından takip ediyoruz. Dünyadaki trend ve bu alanlarda çalışan ekiplerin çoğalmasına paralel bir şekilde yeni mezun arkadaşlarda da bu alanlara ciddi bir eğilim olduğunu gördük. Bugün özellikle mühendislik, matematik, istatistik ve benzeri bölümlerden mezun arkadaşların çoğunluğunun yapay zeka teknolojilerine karşı büyük merakı var. Bu durum da bizler gibi bu alanlara yatırım yapan firmalar için oldukça mutluluk verici bir gelişme.
BAĞLANTILI HABERLER
Yapay Zeka’nın Üretime Dört Faydası
GPT-3: İnsan- Yapay Zeka İşbirliği
36. TRAI Meet-Up’ında “Enerji ve Yapay Zeka” Konuşuldu
Veriler Daha Akıllı Hale Gelecek