Yapay zeka ekosisteminde bulunan, markaların tek bir platform üzerinden tüketicilerine ulaşıp onlarla kalitatif araştırmalar yapmalarını ve topladıkları bu veriyi yapay zeka kullanarak analiz edebilmelerini sağlayan Uservision’ın kurucu ortağı Batukhan Taluy TRAI’nin sorularını yanıtladı.
– Uservision nasıl ortaya çıktı? Uservision, kurucu ortaklarımızın onlarca kurumsal firma ile yaptığı yüzlerce görüşmesi sonrası aşağı yukarı sekiz kez pivotlanarak birkaç sene içinde evrilen bir girişim. Uservision öncelikle dijital ürünlerin kullanıcı deneyimini geliştirmek adına, kullanıcı testleri yapılmasını sağlayan bir ürün olarak ortaya çıktı. Ancak müşterilerin beklentileri ürünü daha 360 derece bir problemin çözümüne yönlendirdi. Bu problemin en şık çözümü ise yapay zekanın devreye girmesi. Bu noktada Uservision kendini bir yapay zeka girişimi olarak konumladı ve bu alanda ilerliyor.
– Kendinizi ve ekibinizi tanıtabilir misiniz? Şu anda 7 kişilik bir ekibiz. Araştırma sektöründe olduğumuz için ekibimizde kullanıcı araştırmaları, sosyolog ve psikolog gibi kaynaklar bulunurken, ekibin kalanını ise yapay zeka, teknoloji geliştirme ve pazarlama alanında donanıma sahip. Kurucu ortaklarımızdan Batukhan, global mecralarda kalitatif araştırma alanında, teknolojiyi kullanarak Uservision’ın geliştirdiği metodolojileri aktif bir şekilde yayınlıyor. Kağan ise yedi senedir yapay zeka ve teknoloji geliştirme alanında aktif olarak kendi ajansını yönetiyor.
– Yapay Zeka tabanlı ürün ve servisleriniz nedir? Kullanıcı firmalar tarafında ürettiği katma değeri, faydayı paylaşabilir misiniz? Uservision platformu üzerinden markalar birkaç tuşa basarak tüketicileri ile etkileşime girip seslerini duyabiliyor. Bu veri Uservision tarafından işleniyor ve platform üzerinden markanın bütün paydaşları ile paylaşılabiliyor. Bütün paydaşlar daha insan odaklı olduğu zaman ise marka hem rekabet avantajı sağlıyor; hem de farklı birimlerin tekrar tekrar aynı araştırmaları yapmasına gerek kalmıyor. Özetle, insandan bağımsız ilerleyen analiz süreci hızlı ve hesaplı araştırma sonuçları elde etmemizi sağlıyor. Arka plandaki yapay zeka NLP ve kümeleme algoritmalarını kullanarak toplanan verileri anlamlı hale getiriyor. Bu şekilde markalar aynı google analytics gibi, kalitatif verilerini işleyip anlamlı bir şekilde tekrar tekrar kullanabiliyor.
– Daha önce ne gibi projeler gerçekleştirdiniz? Hangi şirketlerle çalıştınız? Hedef sektörlerinizi ve alanlarınızı tarif edebilir misiniz? Şu ana kadar dört kıta üzerinde 40’dan fazla büyük şirketle çalışma şansımız oldu. Tüketici ile dirsek temasını korumak isteyen, b2c bir ürün veya hizmet sağlayan her sektöre fayda sağlıyoruz. Bu kapsamda da bu zamana kadar büyük bankalardan, sigorta şirketlerine, perakendeden, orman ve ağaç ürünlerine kadar çok farklı sektörlerde çalışma şansımız oldu. Bize ulaşan markalara, kendi sektörlerindeki vaka analizlerini ile paylaşabiliriz. Hemen her sektörde oldukça başarılı çalışmalarımız mevcut.
– Şu an üzerinde çalıştığınız, geliştirmekte olduğunuz yeni bir proje var mıdır? Bugünlerde paydaşlarımızla paylaşmak üzere bir Gen Z raporu finalize ediyoruz. Tüketim ve iş dünyasında yerlerini anlamlandırırken bir yandan başka nesillerle olan iletişimlerini ve ilişkilerini ortaya koyduğumuz bir rapor oldu. Sonuçlardan memnunuz.
– Girişiminize yatırım almayı planlıyor musunuz veya daha önce yatırım aldınız mı? Yurt dışı Pazar hedefleriniz var mı? Evet planlıyoruz. Ancak teknolojik olarak biraz daha olgunlaştıktan sonra yatırım turuna çıkacağız. 2 senedir cash positive olduğumuz için bu zamana kadar yatırım önceliğimiz olmadı. Ancak yurtdışı pazarında agresif büyümek adına bu konuyu bu sene içinde önceliklendireceğiz. Hali hazırda yurtdışı pazarlarında küçük çalışmalarımız oldu. Ancak Türkiye’deki operasyonu bu sene tamamiyle oturttuk diyebilirim. Bu sistemin oturması yeni pazarlara açılmayı kolaylaştırmakta.
– Bir yapay zeka girişimi olarak Türkiye yapay zeka ekosistemini nasıl görüyorsunuz? Fırsatlar ve engelleri nasıl yorumluyorsunuz? Türkiye’de iş dünyası bir yandan öncü ve yenilikçi olmak isterken, bir yandan da aslında öğrenilmiş süreçlerine çok bağlı ve değişime pek açık değil. Bundan dolayı herhangi bir yenilik iş dünyasında kolay hazmedilemiyor. Yapay zeka tarafında en büyük fırsat, ihtimallerin gittikçe sonsuz olduğunu kanıtlaması; en büyük engel ise kurumlardaki karar mercilerinin yapay zekanın ne olduğunu ve limitasyonlarını tam olarak içselleştirememeleri ve beklentilerini bu ölçüde kurgulayamamaları. Anlaşılmayan bir kaynağa da güvenmekte zorluk çekiyorlar.
– Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi’nin ekosisteme nasıl bir faydası var? Beklentileriniz neler? Yapay zekanın en büyük engeli anlaşılmak olduğu için Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi’nin yapay zeka topluluğuyla iş dünyasının arasında oluşturduğu köprü çok değerli. İlerlemek için diyalog kurmak gerekiyor. Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi’nin tam da bu noktada topluma değer kattığını düşünüyoruz.
BAĞLANTILI HABERLER
Yapay Zeka’nın Hukuk’a Etkisi Nasıl Olacak?
Yapay Zeka Sigortacılık Sektörünü Nasıl Değiştiriyor?
“Firmalara Özel Yapay Zeka Çözümleri Sunuyoruz”
TRAI Meet-Up#34’te “Diyalogsal Yapay Zeka ve Chatbotlar” Konuşuldu