Yoksa ‘Genel Yapay Zeka’ İcat Edildi mi?

Yoksa ‘Genel Yapay Zeka' İcat Edildi mi?

Yapay zeka diyoruz, ama bu iki kelimeye dikkatlice bakalım. Zeka, malum, akıllı olmak, zeki olmak, düşünmek, öğrenmek, akıllıca kararlar vermek, bilinçli olmak, uyanık olmak, ve bunların tümünü içeren bütüne diyebiliriz. Bu bir tanım olarak algılanmasın, kısaca neler içerdiğinin na-tamam listesi. Liste daha uzayabilir, çok daha başarılı yapılmış tanımlar da vardır. Ama zekanın en önemli özelliklerinden biri ve belki de oluşmasını sağlayan en temel motoru ‘öğrenmek’.

Yapay kısmına bakalım. Sentetik, inorganik, plastik, elektronik, dijital, sanal da denilebilirdi. Zira kastedilen bir program. İnsan zekasını taklit eden, hatta bazı alanlarda ondan daha iyi çalışan, daha iyi sonuç veren bir yapıya, sanal, yapay, elektronik yollardan ulaşmaya çalışmak.

Yapay zeka işleriyle üniversiteden beri uğraşıyorum. 1991 – 1995 yılları arasında Münih Teknik Üniversitesi’nde enformatik ve elektronik okudum. Uzmanlık alanım paralel programlama ve robotik oldu. Yapay sinir ağları, semaforlarla haberleşme ve kural tabanlı akıllı sistemler geliştirmek gündemimdeydi. 5 kişilik bir ekip olarak bitirme çalışmamız bir fabrikanın entegre kontrol sistemi idi. 1995’de bugünkü adıyla Endüstri 4.0’a benzer bir otomasyon yapmıştık.

O zamandan beri bilişim ve akıllı sistemler çok dikkatimi çekmiştir. SAP’de ve ekosisteminde 5 yıl kadar çalıştım. Üniversitede öğrendiklerimi onlarca şirkette kurmak, hayata geçirmek nasip oldu. Her zaman daha iyisi mümkün gözüyle baktım. Her projeden yeni bir şeyler öğrendim. Her seferinde daha güzelini yapmaya gayret ettim. Sürekli ÖĞRENDİM.

12 sene Gartner’de çalıştım ve büyük kurumların BT stratejilerini geliştirdim. Onlarca banka, telekom, perakende ve üretim şirketinin BT örgütlerine destek verdim, başarılı olmalarına katkıda bulundum, yapılan efor ve harcanan bütçelerin kurumsal katma değere dönüşmesi için çalıştım. Her projede yeni bir şey daha ÖĞRENDİM.

Sonra dijitalleşme furyası başladı. GelecekHane kuruldu. Yine onlarca şirkete gelecek trendleri üzerinden etki analizi yaptık, dijital dönüşüm stratejilerini belirledik, inovasyon çalışmaları yaptık, şirketlerin geleceklerini tanımladık ve birlikte o yönde doğru yürüdük, başarılı olmalarına katkıda bulunduk. Her seferinde daha güzel yapmaya çalıştık. Her proje birbirinden farklı oldu. Sürekli kendimizi geliştirdik. Sürekli ÖĞRENDİK.

2017’de Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifini başlattık. Eski tutkum olan akıllı sistemler, öğrenen sistemler, yapay zeka işlerine bir miktar geri dönmüştüm. Bir mühendis olarak değil, ama bir vizyoner olarak, bir danışman olarak. Heyecan verici gelişmeler vardı. Türkiye’deki başarılı akademisyenlerle tanışmak bir şeref oldu. Türkiye’nin cesur girişimcilerine abilik yapmak bir onur oldu. Türkiye’deki ekosistemi geliştirmek, binlerce insanı yapay zeka konusunda heyecanlandırmak büyük bir tutku haline geldi. Her toplantıda, her seminerde, her buluşmada sürekli yeni bir şeyler daha ÖĞRENDİM.

Benim aklım, zekam sürekli öğrenerek gelişti, en azından bir miktar ufkum açıldı, yeni insanlarla tanıştım, dinledikçe, okudukça, araştırdıkça, bir şeyler daha ÖĞRENDİM.

Ama yıllarımı aldı…

Google tarafından satın alınan DeepMind şirketi muhtemelen dünyanın en gelişmiş yapay zeka şirketlerinden biridir, belki de en ileri olanıdır. Kurucularının oyunlara olan merakı ve ilgisi nedeniyle erken zamandan itibaren oyunları çözmeye odaklandılar. Önce eski Atari oyunlarını çözdüler. Sonra satranç, sonra GO oyununu çözdüler. 2016 yılında AlphaGo algoritması dünyanın en iyi oyuncusu olan Lee Sedol’u 4-1 yenmişti.

Ekip elbette boş durmadı. Zaten amaçları oyunları çözmek değil. Asıl amaçları dünyanın sorunlarını çözmek. Belki de GENEL Yapay Zekayı keşfetmek, kodlamak. Artificial General Intelligence olarak da isimlendirilen bu yaklaşım kendi kendine öğrenen, insan gibi yorum yapabilen, karşılaştığı durumu algılayıp, ne öğrenmesi ve nasıl davranması gerektiğini kendi kendine karar veren bir yapıdır. Müthiş, değil mi? Aynı zamanda ürkütücü. Özellikle distopik bilim kurgu senaryoları düşünülürse, akla her türlü karanlık senaryo gelebilir…

AlphaGo’nun başarısından sonra ekip bir adım öteye gitti. AlphaGo programı GO oyunu için geliştirilmiş bir yapay zeka idi. GO oyunları yüklenerek eğitildi, sonra Avrupa şampiyonunu yendi. Onu ekibe kattılar, ondan öğrenerek, dünya şampiyonunu yendi. O deneyimleri yanına alarak daha da gelişti. Artık hiç kimse onu yenemez hale geldi. Ama başka bir oyun bilmiyor ve insanlardan öğrendiği şekilde oynuyor.

Acaba hiç insanla temas etmeseydi, nasıl oynardı, nasıl öğrenirdi. Kendi kendine öğrenmesi gerekirdi. Bunun için Google Deepmin AlphaZero’yu geliştirdiler. Zero çünkü sıfır ön bilgi. Tümüyle yapay zeka kendi kendine öğrenecek, insan müdahalesi hiç olmayacak. İlk sürümü geçen sene sonunda StockFish isimli en ileri satranç robotunu 100 oyunluk bir maçta 28 galibiyet, 72 beraberlik ve 0 mağlubiyet ile yendi. Daha ötesi yok. Ama en ilginç olan ne biliyor musunuz? AlphaZero’nun satranç oyununu öğrenmesi için harcadığı öğrenme süresi ne kadar? Topu topuna 4 saat. 

Deepmind ekibi bununla tatmin olur mu? Tabii ki hayır. StockFish de boş durmadı. Aralık 2018’deki son maçta AlphaZero bu sefer StockFish ileri verisyonunu 1000 oyunluk bir maçta 839’luk skor ile yine yendi. Bu sefer 9 saatlik bir eğitim süresi sonrasında bu performansa ulaşmış. Öğrenim kapasitesi sürekli gelişmektedir.

Deepmind elde ettiği başarıları altta yorumlamaktadır. Elbette amaç sadece satranç, shogi ve go oyunlarını çözmek değildir. Burada öğrenilenlerle, Genel Yapay Zekaya (AGI) doğru adım atmak, her türlü oyunu, her türlü problemi çözecek, kendi kendine gerekli bilgileri öğrenecek programı geliştirmek. Alttaki kısa videoda bahsettikleri gibi, sağlıktan eğitime, enerjiden üretime, ekonomiden kamuya kadar, pek çok alanda kullanılması amaçlanmaktadır.

‘Bu ne kadar aptal bir durum / sistem / uygulama böyle…’ dediğimiz durumlar var ya. Önümüzdeki yıllarda bu durumların sayısı giderek azalacaktır. Zira pek çoğunun arkasında yapay zeka çalışacaktır. Ama her şeyin çok akıllı hale gelmesi ne tür sonuçlar doğurur, bu akıl kim tarafından yönetilir, yönlendirilir, sonuçları kimin işine yarar, kimin yaramaz, zaman gösterecektir.

Benzer Haberler
Send this to a friend