Ses ve Yapay Zeka odaklı çözümler geliştiren teknoloji şirketi Sestek, iletişim teknolojileri pazarında önemli bir küresel oyuncu olan Unifonic tarafından satın alındı. Kendi alanında lider yerli bir yazılım firması olan Sestek’in, bir küresel iletişim teknolojileri devi tarafından satın alınması Türkiye pazarı için de önemli bir gelişme. Bu satın alma özellikle Türkiye’de B2B/Enterprise alanında hizmet veren teknoloji girişimleri ekosisteminde, en önemli örneklerden biri oldu. Satın alma sürecini ve gelecek planlarını Sestek Kurucusu Prof. Levent Arslan ile konuştuk.
- Sestek birçok okuyucumuzun da yakından tanıdığı teknoloji şirketlerinden birisi ama biraz daha tüm hikâyeyi duymak adına, Sestek nasıl başladı? Kuruluş hikayesinden bahsedebilir misiniz? Prof. Levent Arslan Sestek’i nasıl bir vizyon ile kurdu?
Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra, ABD’de Duke Üniversitesi’ndeki doktoramı ses teknolojileri alanında yapma fırsatı yakaladım. Doktora sonrasında çalışmalarıma, çeşitli startup’larda araştırma mühendisi olarak devam ettim.
Türkiye’ye döndüğümde, Boğaziçi Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak akademik kariyerime başladım. Henüz, Türkiye’de ses teknolojileri alanında çalışmak için bir şirket ya da girişim yoktu. Akademik eğitim ortamı da yeterli olanaklara sahip değildi. O dönem gündüzleri kampüste çalışırken akşamları evdeki bilgisayarımda, ses tanıma ve ses sentezi yapan yazılımımda 100 bin satırlık kod yazarak başladım.
Sestek yolculuğunun ilk adımları niteliğindeki bu çalışmalar, ses tanıma ve ses sentezi yapan ilk ticari yazılım ürünümüz oldu. Bu ürünün demosunu yaparak, Türkiye ve ABD’deki kurumsal büyük firmalara sunduğumda, ürünün ticari bir arzı olabileceğini gördüm. Devamında Sestek şirketini kurarak, mühendislerden oluşan ilk çekirdek ekibimizle çalışmalarımıza başladık.
- Sestek pazardaki hangi ihtiyaçları karşılamak üzere kuruldu?
Sestek olarak biz, 2000 yılında Türkiye’de özellikle müşteri hizmetleri, çağrı merkezi ve telekomünikasyon sektörlerindeki ihtiyaçları karşılamak üzere kurulduk. O dönemde, müşteri hizmetleri sektörü oldukça gelişmekteydi ve firmalar, müşteri memnuniyetini ve operasyonel verimliliği artırmak için farklı çözümler aramaktaydı. Biz de bu ihtiyaca cevap verebilmek için konuşma tanıma, doğal dil işleme, konuşma sentezi gibi teknolojileri kullanarak; konuşma analizi, sesli yanıt sistemleri ve sanal asistanlar gibi çözümler sunmaya başladık.
- Siz şu anda hangi çözümler, hangi teknolojiler üzerine odaklanıyorsunuz?
Sestek’in İstanbul ve Ankara’daki iki Ar-Ge merkezinde 100’ü aşkın mühendisimiz, ses ve yapay zeka teknolojisi alanında müşterilerimize daha iyi deneyim sunabilmek için, yeni ürün ve çözümler üzerine çalışıyor. Ses tanıma ve doğru anlamlandırma alanında, yüzde 96 üzerinde bir başarı oranıyla pazar liderliğimiz söz konusu.
23 yılı aşan tecrübemizle, diyalog bazlı yapay zekâ, konuşma analizi ve ses biyometri çözümleri ile 20 ülkede 400’den fazla markanın müşterilerine sundukları deneyimi iyileştirmelerine yardımcı oluyoruz. New York, Londra ve Dubai’de satış ofislerimiz bulunuyor.
- Ses teknolojilerinin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Ses teknolojileri alanında son 20 yılda önemli gelişmeler yaşandı. İnsanlar ve makineler arasındaki iletişimi daha da geliştirmek için kullanılan birçok yenilikçi araç sağlıyor. Bu teknolojiler, doğal dil işleme ve yapay zeka ile birleştirildiğinde, daha etkili ve verimli hale gelecek.
Kurumların müşteri hizmetleri, pazarlama, reklamcılık ve veri yönetimi odaklı çalışmalarında; eğitimde ve ev içindeki günlük rutinlerimizde ses teknolojileri hayatımızı kolaylaştırmaya, güvenli bir deneyim sunmaya ve bizi şaşırtmaya devam edecek.
- Bir teknoloji şirketinin exit etmesi ne anlama geliyor? Exit süreci nasıl oluyor, kısaca bu süreçten bahsedebilir misiniz?
Exit, kısacası bir teknoloji şirketinin hisselerinin, başka bir şirket veya yatırımcı tarafından satın alınması anlamına geliyor.
Exit süreci oldukça yoğun bir süreç ve birçok farklı aşamayı içeriyor. Önce potansiyel yatırımcı/alıcıların araştırılması, yatırımcı sunumlarının yapılması, devamında uzun süren müzakereler… Nihai anlaşma tamamlanana dek uzun bir yolculuk bu. Exit sürecinin başarılı olması için, şirketin finansal durumun analizi, şirketin değerinin belirlenmesi, hukuki ve vergisel konuların gözden geçirilmesine ek potansiyel alıcılar veya yatırımcılarla düzenli bir iletişim kurulması gerekli. Biz burada bir danışmanlık şirketiyle ilerlemeyi tercih ettik.
Bizim hedefimiz, yatırımcılarımızın maksimum getiriyi elde etmesini sağlarken, Sestek çalışanlarının da çıkarlarını ön planda tutmak ve şirketin gelecekteki büyümesine devam etmesini sağlamaktı. Başarılı bir exit sürecini biz böyle tanımladık. Exit süreci tamamlandığında, şirketin yönetiminin nasıl devam edeceği anlaşmaya göre belirlenebilir, yatırımcı yönetim yetkisini şirketin önceki yönetiminde bırakabilir veya yeni bir yönetimle ilerlemeyi seçebilir.
Bizim örneğimizde, Sestek’in tüm kurumsal yapısına olduğu gibi devam edeceği şeklinde anlaştık, çalışmalarımıza daha önce olduğu gibi aynı üretkenlik ve motivasyonla devam ediyoruz.
- Şimdiye kadar başka yatırımlar aldınız mı?
Şirketimiz 23 yıldır faaliyet gösteriyor ve exit sürecine başlayana kadar henüz yatırım almamıştık. Şirketimizin büyümesi ve gelişimi, AR-GE merkezlerimizde ürettiğimiz teknolojilerimiz ve müşterilerimizden gelen gelirlerle gerçekleşti.
Bu süreç tamamen bağımsız bir şekilde karar alabilmemize ve büyüme stratejilerimizi kendi vizyonumuza göre belirleyebilmemize olanak tanıdı. Öte yandan, diğer yatırımlar alan şirketlerin aksine, dış kaynaklardan destek almamayı da göze almış olduk.
Bizim sürecimizde, exit stratejilerimizi değerlendirirken, halka açılmak veya başka bir şirketin satın alması yoluyla exit yapmak arasında bir seçim yapmamız da gerekti. Halka açılma sürecinin ileriye yönelik olarak fazlaca bürokrasi ve yönetimsel yavaşlık getireceğini değerlendirdik. Böylelikle başka bir şirketle birleşme seçeneğini tercih ettik.
Aynı insan hayatında olduğu gibi, her şirketin kendine özgü bir büyüme stratejisi olduğuna inanıyorum. Yatırımların bu stratejileri hızlandırabileceği bir gerçek, ancak bizim şirketimiz için, kendi kaynaklarımızla gelişmemiz ve büyümeye devam etmemiz, şirketimiz için daha uygun bir yaklaşım oldu. Exit sürecinde de aynı şekilde, bireysel olarak yatırımcılardan çok, birleşme yapacağımız şirketin stratejik hedefleri, çalışma kültürü ve vizyonu bizim için önemliydi.
- Bundan sonra Sestek’i nasıl çalışmalar bekliyor? Sestek’in bundan sonraki çalışma düzeni nasıl olacak? Hedefleriniz neler?
Sestek için bu exit yeni bir dönemin başlangıcı olmakla birlikte hedeflerimizi gerçekleştirmek için çalışmaya devam ediyoruz. Stratejik hedeflerimiz ile ilgili konuşmak gerekirse öncelikli hedefimiz; Amerika, Ortadoğu ve İngiltere başta olmak üzere küresel pazardaki ağımızı genişletmek. Bunu yaparken, ürünlerimizi bulut ortamından erişebileceği yazılımlar (SaaS) olarak yurtiçi ve yurtdışındaki mevcut ve potansiyel iş ortaklarımıza ulaştırmaya devam etmek istiyoruz.
Geçtiğimiz yıl, şirket genelinde DevOps dönüşüm süreci başlattık. Bu sayede ürünlerimizi ihtiyaçlara ve yeniliklere kolay uyum sağlayabilen ve hızlı cevap verebilen bir hale getirdik. Günün sonunda hedefimiz, yapay zeka teknolojisini çözümlerimizde daha fazla ve daha verimli kullanarak hem iş ortaklarımızın hem de onların müşterilerinin hayatlarını kolaylaştırmak.
Şirketimizin ismi olan Sestek ve ürün marka adımız Knovvu aynı şekilde kalacak. Mevcut organizasyonumuz ve yönetim yapımız olduğu gibi korunacak; tüm çalışanlarımız oldukları görevlerine devam edecekler. Sestek ekibi olarak, hepimiz Unifonic ekibiyle birlikte büyüme yolculuğumuzun yeni aşamasına başlamaktan heyecan duyuyoruz.
Unifonic’in müşterilerine sınıfının en iyisi, müşteri etkileşim çözümleri sunmaya devam ederken operasyonlarını hızla ölçeklendirme yeteneğinden etkilendik. Küresel bir müşteriye çok kanallı müşteri etkileşimi teknolojisi çözümleri sağlamak için platformlarımızın birleşik yeteneklerinden ve pazara açılma tecrübelerinden yararlanmayı heyecanla bekliyoruz. Bu yeni fırsatların çalışanlarımıza da global tecrübeler kazandıracağına inanıyorum.
- Sestek’in Unifonic tarafından satın alınması ile iki şirket ve müşterileri açısından ne tür bir değişim yaşanacak?
Sestek olarak 2000 yılında faaliyete başladığımızdan beri ses ve yapay zeka odaklı çözümler konusunda Türkiye’nin ve hizmet verdiğimiz 16 ülkenin öncü teknoloji şirketi olduk. 200’den fazla şirketin ses teknolojileri çözümüne katkı yaptık.
Unifonic ise 2006’dan bu yana müşteri iletişimi alanında uzmanlığını kanıtlamış bir kurum. 12 Ekim’de tamamlanan bu satın alma ile birlikte Sestek ve Unifonic güçlerini birleştirdi. Bu birleşme ile Unifonic, Sestek’in yapay zeka ve analiz çözümlerini bünyesine alarak küresel müşterilerine daha bütüncül bir müşteri deneyimi sağlamış olacak. Bu sayede Sestek’in Ar-Ge gücü ve Unifonic’in küresel hakimiyeti ile müşteri deneyimi ve iletişimi alanında önemli başarılara imza atmaya devam edeceğiz.
- Bu yolculukta edindiğiniz tecrübeleri göz önünde bulundurarak, yolun başında veya ortasında olan yapay zekâ startuplarına önerileriniz var mıdır?
Biz Sestek olarak Unifonic birleşmesine kadar yatırım almadan daima kendimiz organik olarak büyüdük. Son dönemde yurtdışında iyi bir ivme yakaladık ve gelirlerimizin şu anda %65’ini yurtdışı pazarları oluşturuyor. Ama daha erken safhada yatırım almış olsak dünya pazarlarında daha da hızlı büyüyebilirdik.
Tecrübelerimize dayanarak, bizi örnek almak isteyen genç girişimcilere önerim, yatırımcılarla bağlantı kurmayı ve yurtdışı pazarlarına odaklanmayı öncelikleri haline getirmeleri olur.