Robotların yeni bir fikir olduğunu mu düşünüyorsunuz? Aslında pek öyle değil. Antik Yunan mitleri, Leonardo da Vinci’nin insansı otomasyon çizimleri ve dahası, robot fikrini çok daha önceleri içeriyordu. Ama elbette kurgunun gerçeğe dönüşmesi 20. yüzyıla kadar mümkün olmadı.
Robot kelimesi ilk kez, 1920 yılında Çek yazar Karel Čapek tarafından kullanıldı. Türkçeye H. Fahri Ozansoy tarafından Âlemşümûl Sun’î Adamlar Fabrikası adıyla çevrilen R.U.R. – Rossum’s Universal Robots kitabında Čapek, robotların insanlara isyan ettiği bir dünya yarattı. Bu dünya, Terminatör gibi bildiğimiz pek çok popüler kurgunun da kaynağı oldu.
80’li yıllarda daha fazlasını yapıyor olsalar da robotlar, otonom hareket etme, kendi başlarına yön bulma ve karar verme yeteneklerinden yoksundu. Navigasyon ve operasyon için yapay zekada yenilikler meydana gelirken, insan gözetiminde, insanlarla birlikte çalışan robotlar, depolamada temel öneme sahip olmaya devam etti ve bugün de aynı şekilde devam ediyor.
Depo Robotlarının Yeni Çağı
En ileri teknolojiler, yeni nesil akıllı depo robotlarını ortaya çıkardı. Günümüz robotları, robotun bir tesiste tamamen otonom halde, yani kendi kendine hareket etmesine yardımcı olmak için, yapay zekayı, gelişmiş sensörleri, kameraları ve LiDAR gibi teknolojileri kullanıyor. Bu da robotların insanlarla birlikte güvenli şekilde özerk çalışmasına olanak tanıyor.
İnsanlarla işbirliği içinde çalışabilme yeteneği, robotik otomasyonun potansiyel uygulamalarını büyük ölçüde genişlettiği için, Bottobo Türkiye’de kolaboratif mobil robot üretiminde en büyük ve alanında tek olsa da, dünyadaki örnekleri her geçen gün artıyor. Locus, 6Rivers, Fetch gibi global oyunculara yenileri katılmaya devam ediyor.
Demokratik robotlar
Bottobo, otonom mobil robot (AMR) dünyasını demokratikleştirmeyi, yani herkese ulaşılabilir kılmayı amaçlayan bir robotik otomasyon çözümleri şirketi. İnsan iş gücüyle uyum içinde çalışan, işbirliğine dayalı AMR’lar üretiyor ve global alanda ihtiyaç duyan şirketlere çözüm olarak sunuyor. Fikrin kökleri çok eskilere dayanan Bottobo, resmi olarak yolculuğuna 2019 yılında İTÜ Çekirdek kuluçka merkezinde başladı ve 2021 yılında Teknopark İstanbul’a taşınıp çapını genişleterek çalışmalarına devam ediyor.
Bottobo robotları, karmaşık depo ortamlarında gezinmelerine, insanlarla sorunsuz şekilde işbirliği yapmalarına ve sipariş yerine getirme süreçlerini geliştirmelerine olanak tanıyan son teknoloji ürünü yapay zeka, bilgisayar görüşü ve sensör teknolojileriyle donatıldı.
Ne yapıyoruz?
Tüketicilerin her geçen gün artan hızlı, doğru ve zamanında teslimat beklentileri, depo operasyonlarının neredeyse kusursuzlaştırılmasını gerektiriyor. Bottobo da robotlarını, depo operasyonlarında en sık rastlanan verimsizlik ve zorlukları çözmekte kullanıyor.
Robotlar koordineli bir “sürü” sistemiyle; toplama, paketleme ve envanter yönetimi gibi görevleri kolaylaştırmak için insanlarla birlikte çalışıyor. Depo çalışanlarını doğru konumlara yönlendirerek, ürünleri verimli şekilde taşıyarak ve sıkışıklığı en aza indirerek sipariş gerçekleştirme sürecini optimize ediyor.
Bu yenilik, yalnızca verimsiz depo operasyonları sorununu çözmekle kalmıyor, işletmeler, çalışanlar ve çevresel sürdürülebilirlik için geniş kapsamlı avantajlara sahip, dönüştürücü çözümler sunuyor. Aynı zamanda iş güvenliğini artırıyor ve modern depolamanın gelişen ortamında işçiler için yeni fırsatlar yaratmakta hayati rol oynuyor.
Nasıl yapıyoruz?
Sistemlerinin kalbi, akıllı telefonlarımızdakine benzer şekilde kameralar ve sensörlerle donatılmış akıllı, otonom robotlarla… Bu robotlar, depoyu “görmek” ve dolaşmak için, otonom araçlarda olduğu gibi sensörleri ve akıllı algoritmaları kullanıyor.
Bu robotları benzersiz kılan şey, bir ekip gibi birlikte çalışmaları, birbirleriyle karşılaşmamak için aralarında iletişim kurmaları ve görevlerin verimli biçimde yerine getirilmesi için hem birbirleri hem de çalışanlarla işbirliği içinde olmaları. Ayrıca, hareketlerini koordine etmeye ve depodaki iş akışını optimize etmeye yardımcı olan lokal ya da bulut çözüm alternatifleriyle, merkezi bir bilgisayar sistemine de bağlılar.
Bu teknoloji yalnızca depodaki öğeleri toplama ve paketleme hızını artırmakla kalmıyor, aynı zamanda çalışma ortamını çalışanlar için daha güvenli ve erişilebilir hale getiriyor. Bottobo ile çalışmak, personel açısından akıllı, yardımsever iş arkadaşlarına sahip olmak gibi… Böylece herkes işini daha hızlı ve daha doğru bir şekilde yapabiliyor.
Kaldır & Taşı, Otoşarj, Akıllı Saat ve Asansör yenilikleri!
Bottobo’nun depo operasyonlarında saptadığı ihtiyaçlar için geliştirdiği yepyeni özellikler var.
Bunlardan biri, Kaldır & Taşı (Lift & Carry) özelliği. Bu özellik sayesinde depo ekibinin robotlara yükleme yapmasına gerek kalmadan, gelen komutlarla yükleri oldukları yerden kendileri kaldırıp olması gereken yere götürebiliyorlar.
Bir diğeri de robotlara 7/24 çalışmaya hazır olmalarını sağlayan otoşarj özelliği. Kendi aralarında ihtiyaçlarını önceliklendirerek, şarjı en az olan robot, istasyona gidip kendini şarj edebiliyor. Bu da onlara bir “durdurulamazlık” kazandırıyor. Aynı zamanda şarj takibi ve robotun manuel şarj ihtiyacını da ortadan kaldırıyor. Yani kimseye yük olmadan işlerinin sürekliliğini sağlayabiliyorlar.
Günümüzde lojistik depo büyüklükleri 20 futbol sahasını bile kolaylıkla geçebiliyor. Bu büyüklükteki tesislerde aynı anda çalışan onlarca robotun koordine edilebilmesi de önem taşıyor. Bunun için Bottobo’nun geliştirdiği akıllı saatlerden yararlanılıyor ve robotların çalışanlarla daha etkin iletişimde olması sağlanıyor.
Sadece şimdilik son yenilikse katlar arasında dolaşım özgürlüğü. Çok katlı büyük depolarda, Bottobo robotları asansör sistemiyle yukarı katlara çıkarak, katlar arası ürün hareketlerini de otonom hale getiriyor. Bu özellik, kolaboratif otonom mobil robot alanında çığır açan bir ilk olarak göze çarpıyor.
Depo kahramanları
Günümüzün akıllı depo robotlarına yön veren bu inovasyonların kökleri Yunan mitolojisi ve bilim kurgulara dayansa da, aynı zamanda geleceğin dünyasını gerçeğe dönüştürüyor. Kolaboratif robotlar her deponun yararlı ve kritik bileşenlerine dönüşerek ortamları iyileştiriyor ve depoları çalışmak için ideal bir alan haline getiriyor.
Yapay zekanın robot teknolojisiyle entegrasyonu yalnızca operasyonlarda devrim yaratmadı; robotların bizi şaşırtmaya ve hayal bile edilemeyecek şekillerde yardım etmeye devam ettiği bir geleceğe ışık tutuyor. Robotlar, insan iş arkadaşlarıyla birlikte kurgusal karakterlerden depo kahramanlarına dönüştükçe bizi birbirine bağlı, üretken ve olasılıklarla dolu bir geleceğe doğru yönlendiriyorlar.