Huawei Türkiye tarafından geliştirilen WeFocus’un doğal dil işleme (DDİ) altyapısı ile uygulamaya girilen geri bildirimler, çalışan bağlılığı kapsamında yapılandırılmakta ve kullanıcıların kritik olabilecek bilgilere erişimi kolaylaştırılmaktadır. Daha açık bir ifadeyle, geri bildirimlerde geçen öncelikli olabilecek konu ve unsurların, duygu analizi (sentiment analysis) çerçevesinde değerlendirilip ilgili metinlerin kullanıcılara sunulması amaçlanmaktadır.
DDİ literatüründe en çok çalışılan problemlerin başında gelen duygu analizinde amaç, bir metnin belirli bir alan veya konu dahilinde içerdiği duygu durumunun tespit edilmesidir. Duygu analizi, geleneksel olarak, negatif ve pozitif olmak üzere ikili sınıflandırmaya dayalı olsa da, bunlara nötr ve katışık (hem negatif hem pozitif) sınıfları gibi ihtiyaca yönelik eklemeler yapılabilmektedir. Şüphesiz ki, araştırmacıları bu yönde çalışmaya iten hususlardan biri de, endüstride katma değer yaratabilecek kullanım senaryolarının olmasıdır. Ancak, başarılı bir duygu analizi modelinin oluşturulmasının önüne çıkabilecek birtakım zorluklar bulunmaktadır:
WeFocus’un İngilizce ve Türkçe destekli duygu analizi bileşeni, denetimsiz alan uyarlama (unsupervised domain adaptation) algoritmalarıyla, farklı kaynaklardan gelen metinlerde benzer başarım oranlarını koruyacak şekilde geliştirilmiştir. Bu sayede, farklı müşterilerden gelen muhtelif konularda yazılmış geri bildirimlere, topluluk öğrenmesi temelli alan uyarlama algoritması uygulanarak oldukça maliyetli olan etiketleme sürecine tabi kalınmadan tatmin edici sonuçlar elde edilmiştir. Ayrıca, geliştirilen alana uyarlanmış sınıflandırıcı, metinlerin ne derece negatif veya pozitif olduğu bilgisini de niceliklendirebilmektedir. Böylece, kullanıcılar, geri bildirimleri sahip oldukları duygu-durum sınıflarına göre filtreleyip ağırlıklarına göre sıralayabilirler. Belirli bir anket dahilinde çalışanlarca girilmiş geri bildirimlerden en pozitif olanlarının filtrelendiği durum örnek olarak gösterilmiştir (Grafik-1).
Bunun yanı sıra, geri bildirimler içinde geçen kelimeler de, sahip oldukları negatif veya pozitif duygu durum ağırlıkları ile kullanım sıklıklarının birlikte özetlendiği bir grafikte kullanıcılara sunulur. Burada amaçlanan, hedef-tabanlı duygu analizinde olduğu gibi, elde edilen duygu-durumlarının hangi varlık, konu ve eylemlerle ilişkili olduğunu tespit etmektir. Denetimli (supervised) makine öğrenmesine dayalı olan, hedef varlıkların önceden belirlenmesi ve etiketlenmesini gerektiren hedef-tabanlı duygu analizinin aksine, bir metin havuzundan çıkarsanan anahtar kelimelerin (keyword) ve konuların (topic) duygu-durumlarının bir grafikte özetlendiği denetimsiz (unsupervised) bir yaklaşım benimsenmiştir. Bu yöntemin avantajı, alana uyarlama gerektirmemesi ve çeşitli sorgular sonucu toplanmış her türlü metin topluluğuna kolaylıkla uygulanabilmesidir.
Grafik vasıtasıyla çalışanların en çok hangi konularda şikayet veya memnuniyet gösterdikleri görülür ve ilgili geri bildirimlere tam-metin arama özelliği ile kolaylıkla erişilebilir. Bu analiz, uygulamanın esnek sorgu şeması sayesinde hem anketler bazında, hem de farklı departman ve çeşitli etken grupları dahilinde gerçekleştirilebilmektedir. Belirli anket dahilinde girilen geri bildirimlerden çıkarılan kelime ve konuların özetlendiği bir duygu-durum grafiği örnek olarak verilmiştir (Grafik-2).
Şekil üzerinde gösterilen kelimelerin, ne kadar solda yer alıyorsa o kadar yüksek derecede negatif, ne kadar sağda yer alıyorsa da o kadar yüksek derecede pozitif bağlamlarda kullanıldığı bilgisi elde edilmektedir ve renklendirme de bu doğrultuda uygulanmıştır. Kelimelerin bulunduğu baloncukların büyüklüğü ise kullanım sıklığı ile orantılıdır. Kullanıcı, kelime sıklığı ve kutupluluk (polarity) derecelerine göre filtreleme yapabilir ve daha detaylı incelemek istediği bölgelere yoğunlaşabilir (Grafik-3).
Sonuç olarak, tek tek incelenmesi elverişli olmayan çok sayıda geri bildirimin önem arz eden noktalarına hızlı bir şekilde erişim sağlanır. Grafikte gösterilen kelime ve konuların geçtiği ilgili geri bildirimler, uygulamanın tam-metin arama (full-text search) özelliği vasıtasıyla kolaylıkla elde edilip değerlendirilebilir. Burada örneklendirildiği gibi, WeFocus’un özelleştirilmiş bir BE sistemi olarak ele alınmış olması, özünde, çalışan bağlılığını etkileyen unsurların kolayca belirlenmesi ve ilgili geri bildirimlere hızlı bir şekilde erişimin sağlanması amacıyla ilişkilidir. Böylece, şirketler aksiyon alma sürecine geçmeden önce hızlı bir şekilde kapsamlı çıkarımlar yapabilir ve bu doğrultuda isabetli kök neden analizleri oluşturabilirler.
Not: Bu içerik Huawei Türkiye ArGe Merkezi tarafından TRAI için yazılmıştır.
İlgili Yazılar
Yapay zeka alanındaki rekabetin hız kazandığı bu dönemde, OpenAI yeni nesil model ailesi GPT-4.1 ile… Devamı
92. TRAI Meet-Up’ında Enerji Sektöründe Yapay Zeka Teknolojileri Konuşuldu Devamı
Abu Dabi Hükümeti, "2025-2027 Abu Dabi Dijital Hükümet Stratejisi"ni duyurdu. Strateji, hükümetin tüm dijital hizmetlerini… Devamı
Microsoft, kuruluşunun 50. yıl dönümünü kutladığı özel etkinlikte, yapay zeka destekli asistanı Copilot’a entegre edilen… Devamı
Her çeyrek düzenli olarak güncellediğimiz Yapay Zeka Girişimleri Haritası, 2025 yılının ilk çeyrek verileriyle birlikte… Devamı
Stanford Üniversitesi İnsan Merkezli Yapay Zeka Enstitüsü (HAI) tarafından hazırlanan 2025 Yapay Zeka Endeksi Raporu,… Devamı