Millie’yi sınıflandırmak ve hangi özellikleriyle öne çıktığını tanımlamak gerekirse firmanın onu dünyanın ilk içerik bilinçli yapay zekâsı olarak piyasaya sürdüğünü söylemek doğru olur. Millie sizi potensiyel bir müşteri olarak değerlendirebiliyor ve mağazalara yerleştirmiş ekranlardaki vücut bulmuş haliyle sizin isteklerinize karşılık verebiliyor. O, sizin tepkilerinize bağlı olarak size karşı tutumu değiştirebiliyor ve durum değerlendirmesi yapıp size bu değerlendirmeye yönelik karşılık verebiliyor. Millie, onun vücut bulduğu ekranın çevresine yerleştirilmiş kameralar sayesinde sizin ekran karşısında olduğunuzu fark ederse size adeta laf bile atabiliyor. Bu avatarın en büyük avantajlarından biriyse gerçek zamanlı olarak insanlarla iletişim kurabilmesi ve hizmet sektörünün birçok alanında fayda sağlayabilmesi.
Millie’yle dükkanlarda bir yol gösterici veya karşılayıcı rolüyle karşılaşabileceğiniz gibi onu kendi özel avatarınız olarak da kullanabilirsiniz. Sizinle sohbet eden ve size şakalar yapan bir avatar haline gelebilir Millie. Geliştirici firmanın sağladığı bilgilere göre istekleriniz doğrultusunda o, sizin kişisel spor eğitmeniniz rolüne bile bürünebilir. Millie’nin çeşitli alanda kullanılabilmesi hem reklam sektöründe yeni bir alan yaratarak yaratıcı bir ekosistem oluşturuyor hem de yapay zekayı insansı hale getiriyor.
Millie’nin insansı özelliklerinin yalnızlık sorunları yaşayan ve psikolojik anlamda desteğe ihtiyacı olan insanlar için de faydalı olabileceği dile getiriliyor. Dünya Ticaret Örgütünün verilerine göre global olarak dünyada 125 milyon 80 yaş üstü insan yaşıyor ve bu veriler aynı zamanda dünya nüfusunun geçmişe oranla çok hızlı bir şekilde yaşlandığını gösteriyor. Yaşlıların bakımını sağlayabilecek kurumların eksikliği ve yaşlılara arkadaşlık edebilecek bireylerin bulunamaması sorunlarına Millie ile çözüm getirilebileceği umuluyor.
Millie’nin kullanım alanları genişledikçe onun kabiliyetlerinin ve insanları anlama özelliğinin de gelişeceği ürünün tanıtımında bahsedilenler arasında. Mille’nin geliştirilmesi aşamasında veri akışının son derece önemli bir rol oynadığını bahsetmekte fayda var. Geliştirici şirket Twenty Bn, ellerinde dünyanın en büyük veri setleri olduğunu iddia ediyorlar ve dış kaynaklara da kendi veri setlerini açmalarının mümkün olduğunu belirtmek için bir web sitesi bile hazırlamışlar. Veri setleri genel olarak videolar halinde insan davranışlarının, hareketlerinin ve tepkilerinin kaydedilmesinden oluşuyor. Bu verilerin Millie’nin geliştirilmesi aşamasında kullanıldığı düşünürse şirketin bu denli başarılı bir ürünü nasıl piyasaya sürdüğü anlaşılabilir. Ellerinde olan verileri arttırmalarıyla da şirketin Millie’yi daha da geliştirecekleri rahat bir şekilde söylenilebilir.
TIME dergisi, yapay zeka alanında dünyanın en etkili 100 ismini üçüncü kez açıkladı. “TIME100 AI…
İnsanoğlu pek çok şey keşfetti, icat etti. Ama sanırım daha önce bu kadar çok tartışılan,…
Elon Musk’ın yapay zeka girişimi xAI, Grok 2.5 modelini açık kaynak olarak paylaşarak sektörün dikkatini…
Hazırladığımız "TRAI Yapay Zeka Risk Raporu”, yapay zekanın sunduğu fırsatların yanı sıra beraberinde getirdiği riskleri…
Microsoft AI CEO’su Mustafa Suleyman, kişisel blogunda yayımladığı “We must build AI for people; not…
2017 yılından bu yana her ayın üçüncü çarşambası düzenlenen TRAI Meet-Up serisinin 96’ncısı, 20 Ağustos…